26 Haziran 2019 Çarşamba

unutulmazlar

Lise yıllarım olan seksenler de ki grupların tadı başkaydı. Popüler kültür etkisiyle kısa ömürlü tüketilen şarkılar yapılmazdı. Şarkılar ağızlara sakız olup akabinde unutulmazlar uzun yıllar her çalındığında aynı keyfi yaşatırlardı. Uzun zaman seksenlerin müziklerini dinlemedim nedeni yok aslında belki de yaşlar ilerledikçe türler ve tarzlar değişiyor normal olarak. Ama eskiden dinlediklerimi hiç bırakmasam da güncel olarak yeni çıkan grupları da takip etmedim edemedim çok fazla.
Diğer taraftan Metallica’yı takibim hiç bitmedi ama son dönem çalışmaları da pek memnun etmedi ta ki  2016 yılı albümü ”Hardwired … To Self-Destruct”  çıkana kadar . Fakat son dönemler de yine eski dinlediğim şarkılar ve gruplar çok daha keyif veriyor . 1984 yılı hazırlık sınıfındayım. Hepimiz birbirimizin davranış ve hareketlerinden etkileniyoruz doğal olarak. Sınıf arkadaşım ‘’ Big in Japan ‘’ diye bir şarkı çıktığını söyledi ve bu şarkıyı bir şekilde dinledim. Artık hayatımda ki müzik olgusu o günden sonra sonu gelmeyen bir tutkuya dönüşmüştü. Evet üzerinden otuz sene geçmiş neredeyse.
Bu müzikal durumları daha ciddi takip olayım ise ortaokul hazırlık sınıfında iki arka sırada oturan arkadaşım sayesinde olmuştur. Kendisi çok sıkı bir Heavy Metal ve Hard Rock dinleyicisiydi. Tabi ki abisinden dolayı gelen bir ilgi ve meraktı onada geçen çünkü abisinin bir rock grubu vardı ki o yıllarda önemli bir olaydı rock müzik grubunun üyesi olmak. Bir yandanda seksenlerde Ankara da rock müzik sevdası büyümeye ve gelişmeye başlıyordu. Yurtdışından plaklar getirtiyordu arkdaşımın abisi ve onun sayesinde Metallica,Twisted Sister, Scorpions ile tanıştım.
Harçlıklarımızdan biriktirdiklerimiz ile Almanların meşhur Bravo dergisini alır oldum . İngilizce öğrenim gören bizlerin Almanca dergi alması da ayrı bir garip durumdur. Bravo’da sınırlı sayıda Heavy Metal gruplarının haberi fotoğraf ve posterleri çıkardı. Daha sonra Metal Hammer ve Kerang dergilerini öğrendik. İstanbul’a geldiğim zamanlarda Bahariye’de bir pasajın altındaki eski dergiler satan dergicide eski sayıların peşine düşerdim. Daha ucuz olması itibariyle elimdeki paramı o dergilere yatırdım zevkle. Sömestre tatillerinde İstanbul’a geldiğimde hazine arar gibi bu pasaja gittim yıllarca. Hey dergisini de takip ettim bir taraftan da, daha sonraları Blue Jean dergisiyayına başladı. İlk çıktığı sayısını çok net hatırlarım.
1985 yazında ‘’Live Aid’’konseri olmuştu. Dergilerde gördüğüm grupları televizyon da seyredince adeta büyülenmiştim . TRT seksenler de yılbaşı geceleri saat oniki de dansöz ile şenlendirirken gecenin en sonunda epey geç saatlerde müzik programı verirdi . Bir yılbaşı Europe grubunu ‘’Final Countdown’’ şarkısının canlı performansını dinlemiştim ki en güzel yılbaşı hediyesiydi o sene benim için. Ne büyük keyif almıştım.
Oldum olası uzun saç çok severim ve adamların tarzıları çok hoşuma giderdi. TRT2 de ise Duran Duran konserini yayınladılar. Günlerce sınıfta birbirimize anlattık o konseri. Birde Duran Duran’nin kaza geçirdiği ve John Taylor’ın öldüğüne dair söylentiler dolaşmıştı o günlerde ki sınıftaki kızlar nasıl ağlamıştı.
İlerleyen sınıflarda grup kurma hevesine girdik ve bir Rock grubumuz oldu. Adı Anti-Silence’dı. Müzik derslerinde piyano başında bestelerimizi çalardık. Daha sonra okul konserleri, yarışmalar ve mezuniyet gecesi performansları olarak devam etti müzikal hareketler. Boş derslerde sıra kapaklarına vurarak şarkı söylerdik. En iyi davul sesi kürsüden çıkardı. Tam bateri sesi tadında. Favori şarkımız Queen’den ‘’ I want it all ‘’.
Yıllar geçip gitti ve müziğe olan sevgim ve ilgim hiç değişmedi bundan sonra da nasıl geçsin ki ?

Sting & Phil Collins – Every Breath You Take

https://popgun.blob.core.windows.net/popgunv3resize/live-aid-main-2018-04-17.jpg
Live Aid, 1985 yılında Bob Geldof önderliğinde Afrika da ki açlar özellikle de Etyopyalılar için düzenlenen yardım konseriydi. Bu konserde Sting ve Phil Collins  unutulmaz bir düete imza attılar. Türk gençleri ilk defa kaset ve dergilerden tanıdığı grup ve sanatçıları TRT’den canlı canlı seyretme şansını bu konser sayesinde elde etmiştir.
Konsere katılanlar arasında Status Quo, Inxs, Men At Work, Spandau Ballet, Joan Baez, Nick Kershaw, BB King, Sade, Black Sabbath, Billy Ocean, Run DMC, Rick Springfield, Judas Priest, Paul Young, Brayn Adams, Dire Straits, Simple Minds, David Bowie, Mick Jagger, The Pretenders, The Who, Santana, Elton John, Eric Clapton, Led Zepplin, Wham, Duran Duran, Paul Mc Carthey, Kenny Loggins, Kool and the Gang, Madonna, U2, The Beach Boys, Queen bulunmaktaydı.

24 Haziran 2019 Pazartesi

https://www.hergunyeniurun.com/Singer-Ahsap-Sandikli-Dikis-Makinesi-Minyaturu-hergunyeniurun-com-2001x6300x23884_orj.jpg 

nostalji....


Eski…
Tuhaf bi kelime değil mi? zaman zaman eskimiş (negatiflik)
kimi zaman yıllanmış (ehl – i zaman) kıymetli…
Biz kavramları ruh halimize göre mi anlamlandırıyor yada algılıyoruz acaba?
Bi türlü çözemedim.Ama bana göre bi gerçek var  (tabi gerçek görecelidir) ben herşeyi eski haliyle seviyorum.Yeniler beni heyecanlandırıyor belki ama içime sinen hep eskiler oluyor.
Mesela geçenlerde internette 90′ ların reklamları diye bi video izledim.Gözlerim kızardı desem abartmamış olurum heralde.Onlar benim gençliğimdi belki de çocuklutan çıktığım yıllardı.Geçmişi anımsadım.Ne güzel yıllarmış.Memleketteki evimi, o zamanlar hayatta olan annemi, bisikletimi, kramponlarımı, yaz akşamları yattığımız açık hava keyifleri, eskimo satan amcaları…
Belkide çocukluğuma ve gençliğime bi yolculuktu benimkisi…
Kimin aklına geldiyse Allah razı olsun,
bütün reklamları pür dikkat izledim,
Tursil
Halley
Hypo
Günaydın
Renault 12 TX
30 kupona hatta ultra mega kupona ansiklopedi setleri  :)
Tat domates salça
Arçelik merdaneli çamaşır makinesi
Singer
Omo
Portalin
Tokalon
Evet yemeklik yağ
Pril ve ilginç ses 
Tamek
Meysu
1 lt.’ lik cam şişe pepsi…
Hepsi beni gençliğime ve çocukluğuma götürdü…
Haaaa
Az daha unutuyordum 
üzerinde eti (hitit medeniyetinin) amblemi olan yine firma adı ETİ olan çubuk krakerler  vardı ayrıca.Ben hep o amblemi makasla keser ve kolonyanın alkolünün yardımı ile elime koluma vs. yapıştırır ve dövme yapardım.
Sakızlara da çok düşkündüm,
Patbom
yummy
vs vs
Ama ben en çok ŞIPSEVDİ markalı olanı severdim
içinden,
Aşk ……..
Diye başlayıp adeta leyla ile mecnun
yada kısacası aşk herşeydir ve örnekleri bunlardır diyen bi sürü söz çıkardı.
Hayaller kurardım.Sonra kendime sorardım sakızlardan çıkmamış tespit edilmemiş,
Aşk ….. başka neler olabilirdi!
Düşünürdüm
Düşünürdüm
Düşünürdüm
Yerine bi sürü şey bulurdum
Aşk yolunu kaybetsende bıkmadan usanmadan yürümekti
Aşk bölüşmekti
Aşk elele tutuşmadan sevmekti
Aşk görmesende beklemekti
Aşk gelmesede “olsun” diyebilmekti
Aşk başkasına gitse de “güle güle git” demekti
Aşk bakmasanda / bakmasada görebilmekti
Aşk ve Aşk mutlaka kabullenmekti
ve bugün yıllar sonra birini daha ekledim o tespitlerin içerisine;
AŞK KAVUŞAMAYACAĞINA EMİN OLSAN DA ONUN MUTSUZ OLMASINA GÖNLÜNÜN RAZI OLMAMASIYDI, ONUN İÇİN Bİ ŞEYLER YAPMAKTI….
Saygılar sevgiler sizlerle olsun…